Hayatımızdaki tüm soruların tek bir cevabı var aslında, o da içimizdeki sessizlikte. Bu kadar basit. Peki neden hiç o sessizliği dinleyemiyoruz. Kafamızdaki cevapları hep başka yerlerde arıyoruz, koşuyoruz, okuyoruz, sürekli düşünüyoruz, planlıyoruz, hedefler koyuyoruz, belirlenmiş o kişi olmaya çalışıyoruz, başta kendimiz olmak üzere herkesi, herşeyi yargılama hakkını kendimizde buluyoruz. Off, yazarken bile içim sıkıldı, bunaldım.Çok güzel bir laf vardır: Dua etmenin Tanrı'ya isteklerimizi söylemek, meditasyonun ise Tanrı'nın bize söylediklerini dinlemek olduğuna dair. Biz Tanrı'yı dinlememeyi seçmiş bir dünyada yaşıyoruz uzun süredir, sadece O'ndan isteyip duran, ama dinlemeyen. Asıl sıkıntı bu dengesizlikte gizli sanki. Tam bir ses duyacak oluyoruz, yaşantımızın o hızlı akışında kaybolup gidiyor o ses. İşte bu yüzden, Yoga ve meditasyon günümüzde gittikçe popüler hale gelmeye başlıyor sanırım. Birşeyler oluyor dünyada, hem de iyi şeyler, insanlar yaşamlarının hızından bıkıp, yavaş yavaş iç dünyalarına dönmeye başlıyorlar, çünkü bu evrende bir denge gerekiyor illa ki. Çünkü "var olmak" hissine olan ihtiyaç, kapitalizmin oluşturduğu "yapmak" eyleminin yarattığı histen çok daha güçlü, daha samimi, daha öz. Meditasyon da işte tam da bununla ilgili; "var olmak". Bizi sınırlayan korkulardan çok uzak, özgürleştirici, farkındalık ve şevkat dolu bir alan sağlıyor bizlere. Sürekli olarak, hem savunulmaya hem de beslenmeye ihtiyaç duyan egomuzun, zihin yaşamımızı daha fazla yönetmesine izin vermeyen bir yaşama dönüştürüyor meditasyon hayatımızı. Eckhart Tolle'nin egoyu tanımladığı üzere; "En yaygın ego özdeşleşmeleri mal-mülk, yaptığınız iş, toplumsal statü ve itibar, bilgi, eğitim, fiziksel görünüm, özel yetenekler, ilişkiler, kişisel ve ailesel geçmiş, inanç sistemleri ve ayrıca siyasi, milliyetçi, ırkçı, dini ve diğer ortak özdeşleşmelerle ilgilidir. Bunların hiçbiri siz değilsinizdir." Ve diyor ki, "...tüm bu şeyleri er ya da geç bırakmak zorunda kalacaksınız. Belki siz henüz bunu inansılması güç bir şey olarak görüyorsunuz ve ben kesinlikle sizden kimliğinizin bu şeylerde bulunamayacağına inanmanızı istemiyorum. Siz bunun gerçeğini kendiniz bileceksiniz. Siz bunu en geç ölümün yaklaştığını hissettiğinizde bileceksiniz. Ölüm siz olmayan her şeyin solup gitmesidir. Yaşamın sırrı "ölmeden ölmek" ve ölüm diye bir şeyin olmadığını görmektir". İşte meditasyon, bu farkındalığı geliştiriyor. Kendi Öz'ümüzle teması sağlıyor ve bu oldukça hayatımız dönüşmeye başlıyor.